26 Aralık 2021 Pazar

BAŞÖRTÜSÜ VE DİNİN POLİTİK OLDUĞUNU SÖYLEYEN ZAT'A!

 ''Dinler her zaman politiktir, başörtüsü daha da politiktir ve başka nedir başörtüsü?'' diyor ve sallıyor da sallıyor zat-ı şaheneleri! 

    Az çok psikoloji bilen biri, özenle seçtiği kelimeleri, özenle seçtiği konuları görünce bu kişinin aptal olduğunu değil de bilakis zekice bir saldırı için hazırlandığını, sıradan bir video yayınlamadığını anlar.  ( kendisi sıradan olduğunu ifade ediyor.)

 Kendi zekası mıdır yoksa birileri tarafından fonlanıp önüne hazır metin konulan kuklalardan biri midır bilemem...

     Giriş kısmı çok profesyonelce; ''Dinler politiktir diyor.'' (Buradan anlaşılıyor ki kendisi deist ya da ateist.) Dinler politiktir dedikten sonra da, tezini destekleyecek cümleler kurmaya çalışıyor: Türklerin, islamiyeti, sözde politik nedenlerden dolayı, Anadoluya yayılmak için kabul ettiğini iddia ediyor. (Bunu iddia ederken kullandığı mimikler de basit değil mesela, aşağıayıcı bir göz kısma, cahilsiniz, siz bilmezsiniz tavırları vs.) Az çok tarih bilgisi olan biri, bu tezin zorlama bir şey olduğunu bilir. Gerek Türklerin Anadoluya giriş tarihi olsun, gerek Türklerin o dönemdeki gücü olsun, gerek Türklerin islamiyet öncesi inancı olsun, bu tezi baştan çürütür zaten... Ayrıca, 15. yüzyıl Kudüs kadısı olan Muhammed Bin Halil Kudsi'nin eseri Hikmetullah el haffiye'de Arap yazarın, Türklerin islamiyetle ilişkisi için söylediklerine bakılabilir. Politik nedenlerden dolayı islamiyete giren bir milletin ya da devletin, bir Arap tarafından bu şekilde tarif edilmesi imkansız. Neyse, merak edenler, Türklerin tarih içeresinde islama bakışını net olarak bu eserden anlayacaktır. Devam edelim...

    Videonun devamında, birçok din insanıyla görüştüğünü, ''hepsinin'' tek ortak noktası, tek ricası olduğunu; tesettür ve başörtüsü konusunu konuşmak istemediklerini, bu konunun politik olduğunu söylediklerini iddia ediyor. Burada birçok soru geliyor aklıma açıkcası ama en çok merak ettiğim: Din insanı dediği, tesettürü konuşmaktan çekinen kişiler kim? Üstelik, istisnasız hepsi aynı şeyi söylemiş.:) O kadar komik bir iddia ki bu, paylaşım yaptığı platform bile bunu yalanlar.:) Ya hu onlarca hatta yüzlerce din alimi bulabilirsin tesettür konusunu konuşan o platformda. Sen nasıl bir çevrede yaşıyor ve kimlere din insanı diyorsun ki, bir şeyi konuşmaktan çekiniyor? Neyse devam edelim; diyor ki, ''neden zekat, hac, namaz politikleşmedi de başörtüsü politikleşti?'' Politikleşmeden kastının, konuşulan konu haline gelmesi olduğu anlaşılıyor. Halbuki bu söylediklerinin hepsi politik olması lazım bunun mantığına göre. Neden mi? Söyleyeyim; müslüman camiada yıllardır tartışılan konudur zenginlerin yeterince zekatını verip vermediği konusu mesela. Zengin müslümanlar yeterince zekat vermedikleri söylenerek her zaman eleştirilir. Ama zat-ı şahaneleri istediğini görecek, gösterecek algıda seçicilik yapacak ya, burayı yokmuş gibi gösterir. Hac konusu da zira; günümüzde bile, hacca gideceğinize şuna yardım edin buna yardım edin diye akıl verenler yok mu? Namaz konusunda da; Uğur Dündar'ın cumaya giden çocukları gerilim müziği eşliğinde verdiği günler çok eski değil. E onlar çocuk falan diyeceksiniz ama o iş öyle değil. Cuma namazına gidebilme sorunu bile resmi olarak yeni çözüldü memurlar için. Askeriyede zorluklar içinde namaz kılanların, oruç tutanların nasıl fişlendiğini, nasıl psikolojik baskı yediklerini büyüklerinize sorun mesela... Bunlar başörtüsü kadar gündem olmuyor elbet, bunu inkar edecek değilim ama zat-ı şahanelerinin söylediği gibi de değil durum! Kendisi bir şeyi görmeyince, o şeyi yok sayıyor, herkesi kendi gibi kör sanıyor ya da aptal yerine koymak istiyor bu milleti! 

    Başörtüsünün hepsinden fazla gündem olmasının nedeni de ortada aslında; okuma hakları ellerinden alınan, seçilme hakları gasp edilen, memur olma hakları olmayan, askeri törenleri izlemeye bile izin verilmeyen büyük bir kitleden bahsediyoruz! Bu kişiler konuşulan konu haline gelmeyecek de ne konuşulacak? Konuşma tarzı ve hayat felsefesinden anladığım kadarıyla kendisi bir feminist. Ya hu başörtülüleri kadın yerine koymuyorlardı diyorum bu ülkede sen hangi kadın haklarını savunuyorsun? Size göre başörtülüler kadın değil mi? Tıpkı ortaçağ kilisesinde, kadınların şeytan mı insan mı tartışmasını yaşamasından farksızdı diyorum başörtülü kadına bakış açıları! 19. yüzyıl Avrupası'nın, siyahilere bakışından ne farkı vardı, Erdoğan öncesi başörtülülere bakış açısının? Doğru ya feminizm! Kadın hakları ile zerre alakası olmayan, fıtrata savaş açanlar topluluğu mensubu idiniz, unuttum!           ( Kendilerini böyle tanımlamayan varsa da feminist değildir, net. Zorla kendinizi burada katagorize etmeye çalışmayın. ) Hem siyasi yapılanmaları, hem kitlesel halinde hareket ettikleri olaylar, hem de düşünce sistemleri gösteriyor ki; feminizm, islamiyetin apaçık karşısındadır. Neyse, devam edelim...

    ''Neden tesettür sadece kadınları ilgilendiriyordu, neden erkekleri ilgilendirmiyordu?'' demiş. Ya hu nereden din öğrendin, kim dedi ilgilendirmiyor diye? Tesettürün erkekleri de ilgilendirdiğini gayet de iyi bilirsin aslında! Erkeklerin tesettürünü zorlayıcı şartlar olsa bürokraside, emin ol o da gündem olur. Yine bir başka cümlesi: ''Din özeldir ya hani, mahremdir ama başörtüsü öyle mi, senin üstünde bir çarpıdır, seni işaretler, damgalar.'' demiş! Yani bi nevi müslüman olduğunuz ortaya çıkar ama hiçbir dinde bu mantık yoktur, bir dine mensup olduğunuzun anlaşılması din olgusuna aykırıdır demek istemiş. Din niye mahrem oluyor arkadaş, niye özel oluyor.  ( Burada özelden kastı kişiyi ilgilendirmesi değil, dinin sadece farz ibadetleri yerine getirmekten ibaretet olduğu algısını oluşturmak) Ki bu din asla böyle bir din değil, tam tersi hayatın her alanında olan, ibadetlerden ibaret olmayan bir din bu. Hatta islamı diğer dinlerden ayıran en büyük özelliklerden biri de budur; islamiyet, hayatın her alanında vardır, ruhban öğretileri gibi değildir. Şunları şunları yap köşene çekil demez, canlıdır ve hayatın her alanında iddia sahibidir. Yalnız kullandığı kelimere ayrıca dikkatinizi çekmek isterim; ''çarpıdır, damgalar, işaretler.'' Bunlar özenle seçilmiş ve anlatılanı betimlemek için, vurgulamak için üst üste kullanılmış özel kelimeler. Bu kelimeleri duyunca aklınıza ne geliyor? Olumsuzluk değil mi? Evet, bunların hepsinin psikolojide yeri var ve özenle seçilip kullanılmış. Devam ediyorum...

   Sonra demiş ki: ''Sizi bir sınıfa sokar ve siz kendinizi sürekli o sınıftan olmadığınızı kanıtlamak zorunda kalırsınız; Kapalı olduğuma bakmayın açık fikirliyim, kapalı olduğuma bakmayın üniversite mezunuyum, kapalı olduğuma bakmayın Ak Partili değilim.'' gibi... Sonra devam etmiş: ''Burada rahatsız edici şey, toplumdan bu kadar ayrıştırılanın neden kadın olduğu?..'' demiş. Diyorum ya, amacınız üzüm yemek falan değil sizin... Amacınız kadın hakları falan olsa zaten olayı böyle bağlamaz, yönlendirme yapmazsınız! Ya hu öncelikle sorsana bi, bu insanlar kendilerini niye bu şekilde açıklama ihtiyacı duyuyor diye, niye sormuyorsun da başka bir konuya/soruya geçiyorsun? E bu insanların okumasına engel olundu diyorum bu ülkede; ben üniversite mezunuyum diye açıklama yapma psikolojisine bürünmesi normal değil mi? E bu insanlar öcü olarak, bağnaz olarak gösterildi diyorum bu ülkede; kendilerini bu noktada açıklama gereği hissetmeleri normal değil mi? E bu kadınlara Ak Parti verdi sahip oldukları bu özgürlüğü; desteklemeselerde, kendilerine bu özgürlüğü verenden değilim açıklaması yapmak mecburiyetinde hissetmeleri normal değil mi? Tıpkı bazı Atatürkçülerin; ben kemalist değilim, ben CHP'li değilim demesi ile benzer bir şey değil mi?..

      Sözlerine, ''Erkeklerin, en faşistinden en canisine'' diye devam ediyor. Pardon? Feminizmin bir başka etkisi de burada, yine aynı şekilde bir şeyi kötülemek için özenle seçiyor kelimelerini. Konuyla ne alaka faşist ve cani erkek, hadi konudan bağımsız her kesimden örnek vereceksin diyelim; niye merhametli-cani gibi zıt kelimeler varken, arka arkaya iki olumsuz kelime? Bunu bir konuşma esnasında yapsa normal karşılarım ama hazırladığın, üzerinde çalıştığın bir metin varken hiç kusura bakma bu normal değil! Bu feminizmin etkisi!

   Bir de mantıksal çıkarım yapmaya kalkmış ki akla ziyan. Bildiğin ayrımcılığı övüp, başörtüsü yasağını savunmanın gizli kapaklı hali. Aslında açık hali de işte, sadece basit dille söylemiyor! Şöyle çıkarım yapmış: '' İçinde diversity ( yabancı birkaç kelime serpiştir ki entellektüel sansınlar!) çeşitlilik yazan koskaca şirketler var ve bunlar asla başörtülü kişileri çalıştırmıyorlar. Ne demek çeşitlilik; yahudi, dil, din, ırk, eşccinsel çalışanlarım var ama tesettürlüler hariç. Türkiye'deki köklü firmalarda tesettürlü bulamazsınız. Sadece buradan bakınca bile, tesettür sizce dini bir konu mu?'' diye devam ediyor sözlerine. Ya hu sen ne dediğinin farkında mısın? İş yerleri mi hüküm verecek bir şeyin tesettür  olup olmadığına, bu kadar basit mi mantık? Ki Türkiye'de şu an birçok köklü firma tesettürlü de çalıştırıyor o da ayrı bir konu ama elbette çalıştırmayanlar da var. Senin çıkıp, ya siz bir kişinin giyim kuşamına kim oluyorsunuz da karışıyorsunuz diyerek kadın haklarını savunmak yerine, bu fikre sahip mi çıkıyorsun? 

  Bu ''hümanistlere, feministlere'', hatta sonunda ''ist'' olan her şeye dikkat etmeli. İçinde doğrular olan fakat o doğruları, yanlışları yaymak için özenle kullananlar topluluğu...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder